Tasarladığımız Sistemle Üretim Sektörünün Kalite Sürecini İyileştiriyoruz

Tasarladığımız Sistemle Üretim Sektörünün Kalite Sürecini İyileştiriyoruz

Yapay zeka ekosistemi girişimlerinden Visiomex’in kurucu ortağı Hüseyin Alemdar geliştirdikleri optik sistemler, görüntü işleme ve yapay zeka algoritmalarıyla otomotiv ve beyaz eşya sektörü başta olmak üzere üretim sektörünün kalite kontrol süreçlerini nasıl geliştirdiklerini anlattı.

– Kısaca kendinizi ve ekibinizi tanıtır mısınız?

Visiomex Machine Vision sistemlerinin CEO’suyum. Görüntü işlemeyle Bilkent’te bilişim yönetimi okurken tanıştım. Otomotiv sanayi için polimer tabanlı parça üreten bir fabrikada yaptığım endüstri stajı sırasında üretim sektöründe görüntü işleme temelli kalite kontrol sistemlerine olan ihtiyacı fark ettim. Bilkent’ten bölüm arkadaşım Kağan Tonyukuk Fikri ve kardeşim Adem Alemdar ile 2014 yılında Visiomechanics’i kurduk.

Hüseyin ALEMDAR – CEO

Aynı sene ODTÜ’nün “Yeni Fikirler Yeni İşler” girişimcilik yarışmasında 1500 proje arasından finale kalarak projemizle büyük bir başarı yakaladık. Fakat kaynakların yetersizliği ve yatırım bulamadığımız için yaklaşık 10 ay kadar ayakta kalabildik ve daha sonra şirketimizi tekrar kurmak üzere ayrıldık. Gerçekten de kurguladığımız gibi 2017’de aile şirketimiz üzerinden hayalini kurduğumuz endüstriyel görüntü işleme işlerine tekrar başladık. 2018’de yatırım alarak büyüteceğimiz bir start-up olarak şirketimizi kurgulayıp GOSB Teknopark’ta anonim şirketi olarak kurduk. 2020 Ocak ayında da KT Portföy’den ilk yatırımımızı aldık. Şu anda yapay zeka ve Ar-ge ekibimizi büyütmeye odaklanmış durumdayız.

– Visiomex neler yapıyor, yapay zeka tabanlı ürün ve servisleriniz nedir?

Visiomex beş mühendislik disiplininin buluştuğu machine vision alanında çalışıyor. Bu disiplinleri sayacak olursak; işin kalbi niteliğindeki optik mühendisliği, işin beyni niteliğindeki görüntü işleme ve yapay zeka mühendislikleri ve kaslarımız olarak düşünebileceğimiz yazılım mühendisliği, elektronik mühendisliği ve makine mühendisliklerini kapsamakta. Temel olarak üretim hatlarına entegre olan akıllı kalite kontrol sistemleri tasarlıyoruz. Yoğunlukla otomotiv ve beyaz eşya sektöründe üretilen parçaların mikron hassasiyetler seviyesindeki kalite kontrollerini yapıyoruz. Ürün tasarımımız hem donanım tasarımı hem de yapay zeka modelleme ve yazılım tasarımı kısmını içeriyor. İşimizin en önemli kısmı belki de müşterilerimizin süreçlerini çok iyi anlayıp onların süreçlerine minimum müdahale ederek en etkili sistemleri kurgulayabilmek. Burada yıllar içinde çok farklı fabrikalarda farklı saha tecrübeleri edinerek süreçler konusunda uzmanlık geliştirdik. Önceleri proje bazlı çalışırken çoklanabilir projeleri ürünleştirerek ürün gamımızı genişlettik. Ürettiğimiz tüm ürün ve projelerde ileri analitik raporlama modülleri, cloud sistemler üzerinden izlenebilirlik, gelişmiş UX desteği gibi prensipler belirledik. Böylece endüstri 4.0 kapsamında kolay entegre edilebilen ürünler geliştiriyoruz. Tüm bunların yanında sektörden çok farklı olarak güncel yazılım trendlerine çok hakim bir yazılım ekibimiz var. Güncel teknolojilerin yanında agile, devSecOps, OKR gibi güncel proje yönetim sistemlerini oldukça başarılı bir şekilde uyguluyoruz. Yazılım mühendisliğine verdiğimiz önemle sektördeki birçok uygulamanın ötesinde hizmet verebiliyoruz.

– Daha önce ne gibi projeler gerçekleştirdiniz? Hangi şirketlerle çalıştınız? Hedef sektörlerinizi ve alanlarınızı tarif edebilir misiniz?

Bugüne kadar Fiat’tan Audi’ye, Renault’dan Porche’ye, Arçelik’ten Miele’ye kadar aklınıza gelebilecek neredeyse tüm otomotiv ve beyaz eşya parçalarının ölçüm, çizik kontrolü, yüzey kontrolleri yapan sistemler tasarladık. Bu sistemleri tasarlarken bir yandan da sektörün büyük ihtiyaçlarından olan serigrafi kontrol ürünümüz InspectorPrint’i, enjeksiyon kalıplarını korumaya yönelik MoldGuardian’ı ve çok amaçlı, değişken ışık ortamlarında çalışabilen SmartDesk’i geliştirdik. Ürünlerimiz hem yan sanayide hem ana sanayide oldukça beğeniliyor. Özellikle yabancı rakiplerimizden daha hassas ölçümleri daha hızlı yapabilmemiz ve ileri raporlama ile çoklu cihaz etkileşimleri konusundaki uzmanlığımızla öne çıkıyoruz. Son yıllarda hizmet verdiğimiz otomotiv ve beyaz eşya sektöründe de önemli bir know-how’ımız oluştu.

Müşterilerimiz ne istediklerini ve bizim yapabileceklerimizin sınırlarını çok iyi algılıyorlar bu sayede çok sağlıklı iş birlikleri yapabiliyoruz. Bu anlamda sektörün 5-10 sene önceki durumundan çok ilerideyiz. Sektörümüzün çalışma şeklini tarif etmek gerekirse, özellikle ana sanayinin yan sanayi üzerinde büyük bir kalite baskısı olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda yan sanayi hem maliyetlerini düşürmek hem de ana sanayi ile işbirliğini zedelememek adına kalite sistemlerini yatırım yapmak durumunda kalıyor. Bizler de hem otomasyon ile maliyetlerin azaltılması, hem de insana oranla çok daha yüksek hassasiyet ve hızla kalitenin maksimize edilmesini sağlıyoruz.

– Bir yapay zeka girişimi olarak Türkiye yapay zeka ekosistemini nasıl görüyorsunuz?

Türkiye yapay zeka ekosistemini daha çok TRAI üzerinden takip ediyoruz. Özellikle Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi Girişimler Haritası’nın çok faydasını gördük.  Hem partnerlik geliştirmek, hem de aynı alanda farklı işler yapan ekiplerin varlığı hakkında bilgi almak oldukça faydalı oluyor. Ayrıca,  bugün aramızda TRAI haritası üzerinden bizlere ulaşan, yüksek profil adaylardan takım arkadaşımız olanlar var.

Yapay zeka ekosistemini değerlendirecek olursak eğer, burada ciddi anlamda güzel işler yapan ekipler görüyoruz. Hemen hemen her alanda çalışan ekipler var. Özellike NLP ve görüntü işleme kısmındaki ekipleri daha yakından takip ediyoruz. Dünyadaki trend ve bu alanlarda çalışan ekiplerin çoğalmasına paralel bir şekilde yeni mezun arkadaşlarda da bu alanlara ciddi bir eğilim olduğunu gördük. Bugün özellikle mühendislik, matematik, istatistik ve benzeri bölümlerden mezun arkadaşların çoğunluğunun yapay zeka teknolojilerine karşı büyük merakı var. Bu durum da bizler gibi bu alanlara yatırım yapan firmalar için oldukça mutluluk verici bir gelişme.

Haber kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.

Yapay Zeka Nedir ?


Yapay Zeka Nedir ?

İnsanoğlu tarih boyunca zorlandığı işleri kolaylaştırabilecek yöntemler arayışında olmuştur. Tarih öncesi çağlarda soğuktan korunmak için ateşi yük taşıyabilmek için tekerleği avlanabilmek için kesici aletleri bulmuştur. Tarih ve teknolojide geliştikçe bu buluşların kalitesi de giderek artmıştır. Haçlı seferleri sayesinde batının barutla tanışması silahları geliştirmiş silahların gelişmesi ülkelerin ham maddeye sahip olan topraklara daha kolay ulaşmasını sağlamış ham maddeye ulaşan ülkeler ham maddeyi işlemeye başlamıştır. Ancak üretim hızı da talebi karşılayamayınca seri üretim yapabilecek yöntemleri araştırılmış buharlı motorlar icat edilmiştir. Buharlı motorların icadınında yeterli kalmaması üzerinde elektrikli motorlar icat edilmiş ve böylece gitmiştir. Her ne kadar yukarıdaki işlemler bir şekilde insanlar tarafından da halledilebilecek yöntemler olsalar da tarihin en önemli mihenk taşlarından biri olan ikinci dünya savaşında sırasında insanoğlu kesinlikle yetersiz olduğunu anladığı bir problemle karşılaşmıştır. Almanların Enigma adlı şifreleme cihazının şifresini çözmek bir insan için imkânsıza yakın olmaktaydı ve bunu sadece birden fazla işlemi aynı anda yapabilen bir cihazın gerçekleştirmesi gerekiyordu. Bunun üzerine bilgisayar biliminin öncülerinden biri olan ve aynı zamanda ikinci dünya savaşı sırasında İngiltere’de yaşayan Alan Turingin öncülüğünde Almanların Enigma adlı şifreleme cihazının şifresini çözebilen bir sistem tasarlandı ve günümüz bilgisayarlarına yakın ilk oluşumun tohumları atıldı. Her ne kadar bu ekibin yaptığı cihaz günümüz bilgisayarları gibi işlem yapabilsene günümüz bilgisayarlarına en yakın cihaz Amerikalılar tarafından yine ikinci dünya savaşında uzun menzilli top ve füze atış işlemlerinin daha yüksek doğruluklarla yapılabilmesi amacıyla Pensilvanya Üniversitesinin elektrik mühendisliği okulu olan Moore School of Electrical Engineering tarafından gerçekleştirilen ENIAC adlı bilgisayardır. ENIAC’ın icadı belki o zamanlarda birçok insanın öngöremeyeceği şekilde insanoğlunun geleceğini değiştirmekteydi.

Tüm bu gelişmelere rağmen insanoğlu tarih boyunca asla olmadığı gibi yine gelişmeleri yeterli bulmuyordu ve gelişmeye icad etmeye devam ediyordu. Bilgisayarların daha ucuz hale gelmesi ve işlem güçlerinin ciddi anlamda ilerlemesiyle birlikte insanoğlu birçok problemini bilgisayarlar ile çözmeye başladı. Bankacılıktan, askeri sistemlere kadar bilgisayar gittikçe yaygınlaşmaya başlamıştı. Bunun üzerine bilim insanları şu soruları sormaya başladılar.

Bilgisayarlar öğrenebilir mi?

Bu sorunun cevabını bulabilmek için matematikçiler, bilgisayar bilimcileri ve diğer birçok alandan bilim insanı çalışmalara başladı ve yapay zekânın temelleri atılmaya başlandı.

Yapay bir zeka oluşturmak için ise öncelikle insan zekasının ne olduğu ve nasıl çalıştığının analiz edilmesi gerekiyordu. Howard Gardner insan zekasını sekiz ayrı zeka biçimi olarak tanımlamıştır:

  • Müzik Zekası
  • İçsel Zeka
  • Sözel Zeka
  • Doğa Zekası
  • Görsel-Uzamsal Zeka
  • Bedensel Zeka
  • Sosyal Zeka
  • Mantık-Matematiksel Zeka

İnsan zekasının bu sekiz temel zeka türünün birleşiminden oluşan karmaşık bir zeka türü olduğunu belirtmiştir.

Alan Turing, 1950’li yıllarda bir bilgisayarın yapay zeka olup olmadığına karar verebilecek olan Turing Testini öne sürdü. Bu teste göre bir yapay zeka 5 dakikalık bir sohbette onu test eden jürinin %30’undan insan onayı alırsa testi geçilmiş sayılacaktır.

Bu testi geçen ilk yapay zeka programı 7 Haziran 2014’de bunu başarmıştır. Vladimir Veselov ve Eugene Demchenko tarafından geliştirilen yazılım 13 yaşındaki Eugene Goostman adlı bir kişiliği temsil etmekteydi.

Günümüzde ise yapay zeka uygulamalarının birçoğu makine öğrenmesi ile gerçekleştirilmektedir. Makine öğrenmesi framework ve kütüphanelerinin yaygınlaşması ve uygulanabilirliğinin kolaylaşması sayesinde ise çok fazla alanda çok fazla uygulama geliştirilmiştir.

Teknogirişim GSYF Starts 2020 With Two New Investments

Teknogirişim GSYF starts 2020 with two new investments

Visiomex, which manufactures artificial vision-based quality control products and Oo-Kuma, which produces 3D printers and consumables, has received investments from the Teknogirişim Venture Capital Investment Fund (GSYF), managed by KT Portföy.

Institutional investment funds are moving along swiftly as of the start of 2020. Banks and Holdings stand out in terms of investment and it is said that Sabancı Holding and Eczacıbaşı are about to make statements regarding the Corporate Venture Capital funds.

Serving the establishment and management of investment funds as a 100% subsidiary of Kuveyt Türk, one of the participation financing institutions of Turkey, KT Portfolio Management continues to invest in technology-oriented ventures with the GSYF, which was established to invest in technology-oriented companies in the early stage.

In this context, Teknogirişim GSYF invested in Visiomex, which manufactures artificial vision-based quality control products, and Oo-Kuma startups that produce 3D printers and consumables. An investment contract was signed between the companies at the ceremony, which was held with the participation of KT Portföy officials as well as Visiomex and Oo-Kuma entrepreneurs.

Global market is the target

Visiomex, one of the first ventures of Teknogirişim GSYF’s ongoing investments in 2020, develops artificial vision-based quality control products, which are the subtitles of artificial intelligence (AI) science for the manufacturing industry.

Visiomex’s management team includes Hüseyin Alemdar, Adem Alemdar and Kağan Tonyukuk Fikri. Visiomex has products that produce high-precision controls such as visual controls, asset-absence control, geometric measurements, color separation and positioning of parts produced by the main industry and sub-industry, especially in the automotive and white goods market.

Furthermore, Visiomex, thanks to various products, including smart desks, smart kiosks, plastic injection mold protection systems and screen-printing controls, appeals to both local and global markets to serve a range of uses. Visiomex will use the investment from Teknogirişim GSYF to increase its product range and open up to new markets.

You can reach the source of the article from here.

Visiomechanics, Yapay Zekayla Bütünleşik Çalışan Ürünler Sunuyor

Visiomechanics, Yapay Zekayla Bütünleşik Çalışan Ürünler Sunuyor

Hüseyin Alemdar

Visiomechanics Genel Müdürü

 

F

irmanızın gelişim sürecini kısaca aktarabilir misiniz?

 

VisioMechanics’ in hikâyesi, 2014 yılında henüz üniversite öğrencisiyken, 3 lisans öğrencisinin  ODTÜ Teknokent’in 

 

düzenlemiş olduğu Yeni Fikirler Yeni İşler isimli Tekno Girişim Yarışması’na katılımıyla başladı. Yarışmaya sunduğumuz projemiz; plastik enjeksiyon makinesi kalıplarında oluşan anomalileri machine vision algoritmaları kullanarak engellemeye yönelikti. Bu kapsamda 1453 proje arasından sıyrılarak yarışmanın finalinisti olmaya hak kazandık. Ardından girişim hızlandırma programı kapsamında, ODTÜ Teknokent kuluçka merkezi bünyesinde ilgili problemin çözümüne yönelik çalışmalarımıza başladık. Bir çok girişimin henüz kuluçka döneminde karşılaştığı benzer mali problemlerle bizler de karşılaştık ve ekip arkadaşlarımızla birlikte özel sektörde iş hayatına başladık. Eş zamanlı olarak, hayalimiz olan ürünleri geliştirme konusunda sıkı bir çalışma içerisine girdik. Öyle ki, iki senelik bir
Ar-Ge sürecinin ardından ürünleşme aşamasına geldiğimiz bir çözümle ilk satışımızı gerçekleştirdik ve peşi sıra diğer siparişleri de almaya başladık. Tüm bu başarılı girişimlerin ardından en doğru zaman ve yerde (2018 Mart
– GOSB Teknopark) VisioMechanics Anonim Şirketini kurmaya karar verdik

Firmanız hangi ürünlere odaklandı? Ürün ve projelerinizden söz edebilir misiniz?

Odaklandığımız çözümlerin başında machine vision algoritmaları ve ilgili donanımları kullanarak otomotiv sanayisi için tasarlamış olduğumuz kalite kontrol sistemleri gelmekte. Buna ek olarak, henüz yolun çok başında olduğumuz artificial intelligence çalışmalarımız bulunmaktadır. Az sonra bahsedeceğim projelerde, IOT cihazlar yardımıyla edindiğimiz datalar sayesinde özellikle otomotiv sanayisinin beklentilerini karşılamasını umduğumuz Predictive Maintenance uygulamalarımız da bulunmaktadır. İlk projemiz olan plastik enjeksiyon kalıplarındaki mekanik aksamların kontrolünü yapabilen enjeksiyon makinelerinin kalıp koruma sistemi bunların başında gelmektedir. Plastik enjeksiyon kalıp koruma sistemi, kullandığımız NIR kamera, aydınlatma sistemleri ve geliştirmiş olduğumuz machine learning algoritmaları sayesinde gün ışığı altında oluşabilen tüm anomalileri ortadan kaldırarak kalıp yüzeyi gibi parlak ve denetleme açısından bir çok anomaliyi içerisinde barındıran yüzeyleri de rahatlıkla kontrol edebilecek biçimde tasarlandı.

Bir diğer projemizin adı, aynı zamanda patentli ürünümüz olan Smart Desk. Bir önceki projede bahsetmiş olduğumuz, bir çok problemin çözümünü aynı çatı altında sunabilen ve kusursuz sonuçlar doğuran kalıp koruma sistemi, aynı zamanda jenerik bir kalite kontrol sistem üretiminin mümkün olabileceği fikrini aklımıza getirdi. Bu fikrimizi sunduğumuz ve daha önce de VisioMechanics’in sunduğu kalıp koruma sistemlerine yatırım yapmış olan, Türkiye otomotiv yan sanayilerinin öncülerinden bir firmayla Smart Desk projesini hayata geçirmek için çalışmalarımıza başladık.Yaklaşık 1 senelik bir AR-GE çalışmasının ardından ilk prototip 

ürünümüz vücut buldu ve tam zamanlı olarak üretim sahasında test aşamalarına başlandı. Ortaya çıkan bu prototip ürünün uzun süren test aşamalarının ardından, bu sürecin bir şekilde parçası olan mavi ve beyaz yaka olmak üzere tüm personellerin geri dönüşlerini çok önemsedik ve neleri iyileştirmemiz gerektiği konusunda çalışmalar yaptık. Yapılan iyileştirmelerle birlikte, müşteri beklentilerini karşılaması açısından Smart Desk’in ikinci versiyonunu da tasarladık ve TOFAŞ firmasının özel davetlisi olarak GoTech Teknoloji Günleri Organizasyonun’da ürünümüzü potansiyel müşterilere sunma fırsatı yakaladık. Nihai olarak, ana ve yan sanayi kuruluşlarından tam puan alan, büyük ölçüde otomotiv sanayisinin kalite kontrol beklentilerini tek bir platform altında yapabilen, edindiği datalar yardımıyla analitik raporlar sunabilen jenerik bir ürün tasarlamış olduk. Enjeksiyon makineleri üzerinde edindiğimiz uzun soluklu bilgi birikimi, bizler için kullanıcıların gerçekte hangi problemlerle karşılaştığını anlamamız adına çok faydalı oldu. Bu kapsamda, yine çok farklı bir teknolojiyi enjeksiyon sürecinin büyük bir gediğini kapatmak üzere hayata geçirmek için kolları sıvadık. Sunduğumuz çözümümüzün adı Termal Kalıp Koruma Sistemi. Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için plastik üretim sürecini kısaca anlatmamız gerekmekte. Plastik parça üretimi, enjeksiyon kalıpların içerisine püskürtülen yüksek sıcaklıktaki akışkan polimer malzemenin yüksek basınçlar altında sıkıştırılarak, üretilecek parçanın şekil alması ve sıcak parçanın her döngüde soğutularak kalıptan çıkarılması esasına dayanır. Burada termal kameralar yardımıyla aldığımız verilerle kalıp yüzeyinin ısı grafiğini çıkarıyoruz. Kameraların her bir pikseliyle almış olduğumuz birbirinden bağımsız ısı değerlerini tasarlamış olduğumuz yazılımının içine aktarıyoruz. Çıkarılan ısı haritasındaki değişimleri takip ve kontrol ederek üretilecek her yeni parçanın en doğru form ve özellikte oluşmasını sağlıyoruz. Bir örnek vermemiz gerekirse, kalıp yüzeyinin üretimin ardından optimum sıcaklık değeri olarak 80 dereceyi baz alırsak, burada oluşabilecek birkaç derecelik ısı değişimleri bile üretilen parçanın formunda bozukluklara sebebiyet verecektir. Daha da kötüsü, çoğu kez üretilen parçalar paketlenmeden önceki son kontrol istasyonuna gelene kadar bu problemler fark edilemez ve bu durum çok ciddi bir fırsat maliyetine sebebiyet verir. İşte tam da bu noktada, Termal Kalıp Koruma Sistemi tam zamanlı olarak izlediği kalıbın her noktasına nüfuz edip ısı ölçen pikselleri sayesinde tüm yüzeyin ısı haritasını çıkarmamıza yardımcı olur ve üretilen parçalar üzerinde oluşması muhtemel hatalar henüz oluşmadan önce müdahale edilmesine olanak sağlar. Buradaki müdahaleden bahsetmemiz gerekirse, kalıp yüzeyinde optimum ısı değerlerinin dışına çıkan bölgenin tespit edildiği anda oradaki ısıtma-soğutma gibi süreçlerin bizlerin sağlamış olduğu datalar yardımıyla ikinci bir kişiye-cihaza ihtiyaç duyulmadan haberleşme protokolleri üzerinden beklenilen seviyelere çekilmesi olarak düşünebiliriz.

Endüstri 4.0 konusunda işletmelere sunduğunuz ürün ve hizmetler nelerdir?

Buhar gücüyle çalışan ilk üretim mekanizmalarının yerini artık tam otomatize olmuş, büyük ölçüde otonom üretim sistemleri almış bulunmakta. Özellikle, kullanılan sensör teknolojilerin bu denli ucuzlamasının ardından bizlerin de bu kapsamda potansiyel müşterilerle buluşturduğumuz üretim süresi, kontrol süresi ve üretim için ihtiyaç duyulan enerjiyi optimize edebilecek, Görüntü İşleme Sistemleri, Kestirimci Bakım Hizmetleri ve Yapay Zekayla bütünleşik çalışan ürün ve hizmetlerimiz bulunmaktadır.

Endüstri 4.0 sizin için ne ifade ediyor?

VisioMechanics fikrinin ortaya çıktığı ilk günlerde kendimize bir vizyon çizmiştik. Bu kapsamda, insansız, karanlık fabrikaların üretim süreçlerini tamamen devralacağı bir noktada, bu süreçlerin bir parçasının da bizlerin endüstriye sunacağı ürünlerden oluşması gerektiğine inanmıştık ve o ilk günden beridir aynı inançla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu fikir ışığında, Endüstri 4.0 bizler için; makinelerin birbirleriyle haberleştiği, birbirlerini denetlediği ve doğru kararları vererek üretim süreçlerinin optimize edildiği ve hammaddelerin insan eli değmeden son ürün haline gelebileceği üretim tesislerinin ilk adımını ifade ediyor. Sanayi kuruluşları ve Teknopark firmaları arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendirirsiniz? Amaçları arasında ülke sanayisinin uluslararası piyasalarda rekabet edebilir duruma gelmesi ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulabilmesi için teknolojik bilgi üretmek olan teknoparkların sanayi ile vazgeçilmez birer partner olduklarını düşünüyoruz. 

Sanayi kuruluşları ve Teknopark firmaları arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendirirsiniz ?
Amaçları arasında ülke sanayisinin uluslararası piyasalarda rekabet edebilir duruma gelmesi ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulabilmesi için teknolojik bilgi üretmek olan teknoparkların sanayi ile vazgeçilmez birer partner olduklarını düşünüyoruz. 

GOSB Teknopark size hangi imkânları sunuyor? Neden GOSB Teknopark’ı seçtiniz?

VisioMechanics, GOSB Teknopark’ın kuluçka merkezinde start-up ölçeklendirilmesiyle kuruldu. Fakat start-up
olmamızın getirebileceği bir çok problemin üstesinden
yine Teknopark’ın sağlamış olduğu danışmanlık hizmetleri, patent hizmetleri ve benzer itici güç oluşturan uygulamaları sayesinde gelebildik. Kümelenme oluşumu gibi farklı alanlarda değer üreten firmaların buluşmasıyla ciddi bir sinerji yakaladık. Teknopark’ın sanayisinin göbeği pozisyonundaki konumu, bu kapsamda bizlere sağladığı network bizlerin GOSB Teknopark’ı seçmemiz açısından büyük rol oynadı.

GOSB Teknopark ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Bürokrasinin mümkün olduğunca asgariye indirgendiği ve bu yüzden iletişim süreçlerini mükemmel uyum içerisinde geçirdiğimiz bir kurumla çalışıyor olmaktan büyük keyif alıyoruz.

 

Haber kaynağına buradan ulaşabilirsiniz

Visiomex CEO’su Hüseyin Alemdar’a TTGV’den ödül!

Visiomex CEO'su Hüseyin Alemdar'a TTGV'den ödül!

Teknoloji ve inovasyon ekosisteminde görünürlük ve başarı hikayesi yakalamış girişimcilere ve girişimcilik yoluyla teknoloji ekosistemine katkı sağlamış kişilere verilen ödül olan Mehmet Şuhubi ödülünü alan GOSB Teknopark’ta çalışmalarını sürdüren VisioMechanics, sektörün en prestijli ödülünün de sahibi oldu.

SEKTÖREL İLKLERİ GERÇEKLEŞTİRİYOR

2014’te endüstriyel görüntü işleme çözümleri geliştirmek üzere kurulan VisioMechanics uzun süren Ar-Ge projelerinin ardından sektörel ilkleri gerçekleştirmek üzere yola çıktı. Bu vizyonda, sektörde ilk defa plastik enjeksiyon kalıp koruma ürünü ve ortam ışığından etkilenmeyen kalite kontrol ürünleri üretmekte. Endüstri 4.0 devrimine akıllı sistemler ile görüntü işleme yaparak katılan firma, geliştirdiği devrimsel nitelikteki ürünlerinin tamamı her türlü sisteme entegre olabilecek şekilde analitik fonksiyonlarla donatılıyor.

80019169_10158235511037697_6676618127255535616_o

Haber kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.

New Investment in Visiomex from Teknogirişim GSYF Fund at The Beginning of 2020

New Investment to Visiomex from Teknogirişim GSYF Fund at The Beginning of 2020

Visiomex, which manufactures artificial vision-based quality control products and Oo-Kuma, which produces 3D printers and consumables, has received investments from the Teknogirişim Venture Capital Investment Fund (GSYF), managed by KT Portföy.

Institutional investment funds are moving along swiftly as of the start of 2020. Banks and Holdings stand out in terms of investment and it is said that Sabancı Holding and Eczacıbaşı are about to make statements regarding the Corporate Venture Capital funds.

Serving the establishment and management of investment funds as a 100% subsidiary of Kuveyt Türk, one of the participation financing institutions of Turkey, KT Portfolio Management continues to invest in technology-oriented ventures with the GSYF, which was established to invest in technology-oriented companies in the early stage.

In this context, Teknogirişim GSYF invested in Visiomex, which manufactures artificial vision-based quality control products, and Oo-Kuma startups that produce 3D printers and consumables. An investment contract was signed between the companies at the ceremony, which was held with the participation of KT Portföy officials as well as Visiomex and Oo-Kuma entrepreneurs.

You can reach the source of the article from here.

Teknogirişim GSYF 2020’ye iki yeni yatırımla başladı

Teknogirişim GSYF 2020’ye iki yeni yatırımla başladı

Sektöründe yapay görme temelli kalite kontrol ürünleri üreten Visiomex ve 3 boyutlu yazıcı ve sarf malzemeleri üreten Oo-Kuma, KT Portföy’ün yönettiği Teknogirişim Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’ndan yatırım aldı.

Kurumsal yatırım fonları 2020 ile birlikte harekete geçiyor. Bankalar ve holdingler yatırımda öne çıkıyor. Sabancı Holding ve Eczacıbaşı’nın Kurumsal Girişim Sermayesi fonlarına ilişkin açıklama yapmak üzere olduğu konuşuluyor.
Türkiye’nin katılım finans kuruluşlarından Kuveyt Türk’ün yüzde 100 iştiraki olarak yatırım fonlarının kurulumu ve yönetimi hizmeti veren KT Portföy Yönetimi, teknoloji odaklı şirketlere erken aşama yatırım gerçekleştirmek amacıyla kurulan Teknogirişim Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) ile teknoloji odaklı girişimlere yatırım yapmaya devam ediyor.
Bu kapsamda Teknogirişim GSYF, yapay görme temelli kalite kontrol ürünleri üreten Visiomex ile 3 boyutlu yazıcı ve sarf malzemeleri üreten Oo-Kuma girişimlerine yatırım yaptı.
Teknogirişim GSYF’in devam eden yatırımlarının 2020 yılındaki ilk girişimlerinden olan Visiomex, üretim sektörüne yönelik yapay zekâ biliminin alt başlıklarından olan yapay görme temelli kalite kontrol ürünleri geliştiriyor.

Visiomex‘in yönetim ekibinde Hüseyin Alemdar, Adem Alemdar ve Kağan Tonyukuk Fikri yer alıyor. Visiomex‘in özellikle otomotiv ve beyaz eşya pazarında ana sanayi ve yan sanayinin ürettiği parçaların görsel kontroller, varlık-yokluk kontrolü, geometrik ölçümler, renk ayırma ve konumlandırma gibi kontrolleri yüksek hassasiyetle yapabilen ürünleri bulunuyor.

Haber kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.