Hüseyin Alemdar

Visiomechanics CEO

Firmanızın gelişim sürecini kısaca aktarabilir misiniz?

VisioMechanics’in hikâyesi, 2014 yılında henüz üniversite öğrencisiyken, 3 lisans öğrencisinin  ODTÜ Teknokent’in düzenlemiş olduğu Yeni Fikirler Yeni İşler isimli Tekno Girişim Yarışması’na katılımıyla başladı. Yarışmaya sunduğumuz projemiz; plastik enjeksiyon makinesi kalıplarında oluşan anomalileri machine vision algoritmaları kullanarak engellemeye yönelikti. Bu kapsamda 1453 proje arasından sıyrılarak yarışmanın finalinisti olmaya hak kazandık. Ardından girişim hızlandırma programı kapsamında, ODTÜ Teknokent kuluçka merkezi bünyesinde ilgili problemin çözümüne yönelik çalışmalarımıza başladık. Bir çok girişimin henüz kuluçka döneminde karşılaştığı benzer mali problemlerle bizler de karşılaştık ve ekip arkadaşlarımızla birlikte özel sektörde iş hayatına başladık. Eş zamanlı olarak, hayalimiz olan ürünleri geliştirme konusunda sıkı bir çalışma içerisine girdik. Öyle ki, iki senelik bir Ar-Ge sürecinin ardından ürünleşme aşamasına geldiğimiz bir çözümle ilk satışımızı gerçekleştirdik ve peşi sıra diğer siparişleri de almaya başladık. Tüm bu başarılı girişimlerin ardından en doğru zaman ve yerde (2018 Mart – GOSB Teknopark) VisioMechanics Anonim Şirketini kurmaya karar verdik.

-Firmanız hangi ürünlere odaklandı? Ürün ve projelerinizden söz edebilir misiniz?

Odaklandığımız çözümlerin başında machine vision algoritmaları ve ilgili donanımları kullanarak otomotiv sanayisi için tasarlamış olduğumuz kalite kontrol sistemleri gelmekte. Buna ek olarak, henüz yolun çok başında olduğumuz artificial intelligence çalışmalarımız bulunmaktadır. Az sonra bahsedeceğim projelerde, IOT cihazlar yardımıyla edindiğimiz datalar sayesinde özellikle otomotiv sanayisinin beklentilerini karşılamasını umduğumuz Predictive Maintenance uygulamalarımız da bulunmaktadır. İlk projemiz olan plastik enjeksiyon kalıplarındaki mekanik aksamların kontrolünü yapabilen enjeksiyon makinelerinin kalıp koruma sistemi bunların başında gelmektedir. Plastik enjeksiyon kalıp koruma sistemi, kullandığımız NIR kamera, aydınlatma sistemleri ve geliştirmiş olduğumuz machine learning algoritmaları sayesinde gün ışığı altında oluşabilen tüm anomalileri ortadan kaldırarak kalıp yüzeyi gibi parlak ve denetleme açısından bir çok anomaliyi içerisinde barındıran yüzeyleri de rahatlıkla kontrol edebilecek biçimde tasarlandı.

Bir diğer projemizin adı, aynı zamanda patentli ürünümüz olan Smart Desk. Bir önceki projede bahsetmiş olduğumuz, bir çok problemin çözümünü aynı çatı altında sunabilen ve kusursuz sonuçlar doğuran kalıp koruma sistemi, aynı zamanda jenerik bir kalite kontrol sistem üretiminin mümkün olabileceği fikrini aklımıza getirdi. Bu fikrimizi sunduğumuz ve daha önce de VisioMechanics’in sunduğu kalıp koruma sistemlerine yatırım yapmış olan, Türkiye otomotiv yan sanayilerinin öncülerinden bir firmayla Smart Desk projesini hayata geçirmek için çalışmalarımıza başladık.Yaklaşık 1 senelik bir AR-GE çalışmasının ardından ilk prototip ürünümüz vücut buldu ve tam zamanlı olarak üretim sahasında test aşamalarına başlandı. Ortaya çıkan bu prototip ürünün uzun süren test aşamalarının ardından, bu sürecin bir şekilde parçası olan mavi ve beyaz yaka olmak üzere tüm personellerin geri dönüşlerini çok önemsedik ve neleri iyileştirmemiz gerektiği konusunda çalışmalar yaptık. Yapılan iyileştirmelerle birlikte, müşteri beklentilerini karşılaması açısından Smart Desk’in ikinci versiyonunu da tasarladık ve TOFAŞ firmasının özel davetlisi olarak GoTech Teknoloji Günleri Organizasyonun’da ürünümüzü potansiyel müşterilere sunma fırsatı yakaladık. Nihai olarak, ana ve yan sanayi kuruluşlarından tam puan alan, büyük ölçüde otomotiv sanayisinin kalite kontrol beklentilerini tek bir platform altında yapabilen, edindiği datalar yardımıyla analitik raporlar sunabilen jenerik bir ürün tasarlamış olduk. Enjeksiyon makineleri üzerinde edindiğimiz uzun soluklu bilgi birikimi, bizler için kullanıcıların gerçekte hangi problemlerle karşılaştığını anlamamız adına çok faydalı oldu. Bu kapsamda, yine çok farklı bir teknolojiyi enjeksiyon sürecinin büyük bir gediğini kapatmak üzere hayata geçirmek için kolları sıvadık. Sunduğumuz çözümümüzün adı Termal Kalıp Koruma Sistemi. Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için plastik üretim sürecini kısaca anlatmamız gerekmekte. Plastik parça üretimi, enjeksiyon kalıpların içerisine püskürtülen yüksek sıcaklıktaki akışkan polimer malzemenin yüksek basınçlar altında sıkıştırılarak, üretilecek parçanın şekil alması ve sıcak parçanın her döngüde soğutularak kalıptan çıkarılması esasına dayanır. Burada termal kameralar yardımıyla aldığımız verilerle kalıp yüzeyinin ısı grafiğini çıkarıyoruz. Kameraların her bir pikseliyle almış olduğumuz birbirinden bağımsız ısı değerlerini tasarlamış olduğumuz yazılımının içine aktarıyoruz. Çıkarılan ısı haritasındaki değişimleri takip ve kontrol ederek üretilecek her yeni parçanın en doğru form ve özellikte oluşmasını sağlıyoruz. Bir örnek vermemiz gerekirse, kalıp yüzeyinin üretimin ardından optimum sıcaklık değeri olarak 80 dereceyi baz alırsak, burada oluşabilecek birkaç derecelik ısı değişimleri bile üretilen parçanın formunda bozukluklara sebebiyet verecektir. Daha da kötüsü, çoğu kez üretilen parçalar paketlenmeden önceki son kontrol istasyonuna gelene kadar bu problemler fark edilemez ve bu durum çok ciddi bir fırsat maliyetine sebebiyet verir. İşte tam da bu noktada, Termal Kalıp Koruma Sistemi tam zamanlı olarak izlediği kalıbın her noktasına nüfuz edip ısı ölçen pikselleri sayesinde tüm yüzeyin ısı haritasını çıkarmamıza yardımcı olur ve üretilen parçalar üzerinde oluşması muhtemel hatalar henüz oluşmadan önce müdahale edilmesine olanak sağlar. Buradaki müdahaleden bahsetmemiz gerekirse, kalıp yüzeyinde optimum ısı değerlerinin dışına çıkan bölgenin tespit edildiği anda oradaki ısıtma-soğutma gibi süreçlerin bizlerin sağlamış olduğu datalar yardımıyla ikinci bir kişiye-cihaza ihtiyaç duyulmadan haberleşme protokolleri üzerinden beklenilen seviyelere çekilmesi olarak düşünebiliriz.

 

-Endüstri 4.0 konusunda işletmelere sunduğunuz ürün ve hizmetler nelerdir?

Buhar gücüyle çalışan ilk üretim mekanizmalarının yerini artık tam otomatize olmuş, büyük ölçüde otonom üretim sistemleri almış bulunmakta. Özellikle, kullanılan sensör teknolojilerin bu denli ucuzlamasının ardından bizlerin de bu kapsamda potansiyel müşterilerle buluşturduğumuz üretim süresi, kontrol süresi ve üretim için ihtiyaç duyulan enerjiyi optimize edebilecek, Görüntü İşleme Sistemleri, Kestirimci Bakım Hizmetleri ve Yapay Zekayla bütünleşik çalışan ürün ve hizmetlerimiz bulunmaktadır.

-Endüstri 4.0 sizin için ne ifade ediyor?

VisioMechanics fikrinin ortaya çıktığı ilk günlerde kendimize bir vizyon çizmiştik. Bu kapsamda, insansız, karanlık fabrikaların üretim süreçlerini tamamen devralacağı bir noktada, bu süreçlerin bir parçasının da bizlerin endüstriye sunacağı ürünlerden oluşması gerektiğine inanmıştık ve o ilk günden beridir aynı inançla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu fikir ışığında, Endüstri 4.0 bizler için; makinelerin birbirleriyle haberleştiği, birbirlerini denetlediği ve doğru kararları vererek üretim süreçlerinin optimize edildiği ve hammaddelerin insan eli değmeden son ürün haline gelebileceği üretim tesislerinin ilk adımını ifade ediyor. Sanayi kuruluşları ve Teknopark firmaları arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendirirsiniz? Amaçları arasında ülke sanayisinin uluslararası piyasalarda rekabet edebilir duruma gelmesi ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulabilmesi için teknolojik bilgi üretmek olan teknoparkların sanayi ile vazgeçilmez birer partner olduklarını düşünüyoruz. 

-Sanayi kuruluşları ve Teknopark firmaları arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendirirsiniz ?

Amaçları arasında ülke sanayisinin uluslararası piyasalarda rekabet edebilir duruma gelmesi ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulabilmesi için teknolojik bilgi üretmek olan teknoparkların sanayi ile vazgeçilmez birer partner olduklarını düşünüyoruz. 

-GOSB Teknopark size hangi imkânları sunuyor? Neden GOSB Teknopark’ı seçtiniz?

VisioMechanics, GOSB Teknopark’ın kuluçka merkezinde start-up ölçeklendirilmesiyle kuruldu. Fakat start-up olmamızın getirebileceği bir çok problemin üstesinden yine Teknopark’ın sağlamış olduğu danışmanlık hizmetleri, patent hizmetleri ve benzer itici güç oluşturan uygulamaları sayesinde gelebildik. Kümelenme oluşumu gibi farklı alanlarda değer üreten firmaların buluşmasıyla ciddi bir sinerji yakaladık. Teknopark’ın sanayisinin göbeği pozisyonundaki konumu, bu kapsamda bizlere sağladığı network bizlerin GOSB Teknopark’ı seçmemiz açısından büyük rol oynadı.

Yorumlar kapalı